Google
 

4 Mayıs 2008 Pazar

sana kalan

SANA KALAN

sana
yaralarımdan çiçekler,
ilk yardım geceler biraz da
ve yangında kurtarılması imkansız acılar
bırakıyorum..

seni özümün gizinde saklıyorum..
bütün aşklarımın izlerini sayıklayarak
ve aldatarak tüm sevdiklerimi,

sana
cinayetimin ipuçlarını bırakıyorum...
vasiyeti olmayan ölüler ülkesinden
(türkülerin sırtındaki muamma!)
yazık bir nakarat bırakıyorum sana

"ben sana gülüm demem
gülün ömrü az olur"

öç biter,
biter şarkı,

yaz olur...

YILMAZ ERDOĞAN

12 yorum:

Adsız dedi ki...

Yıllardır gönlümün uslu uslu akan nehrini, çağlayana döndüren yasak mı helal mi adını bir türlü koyamadığım sevdalandığım yalnızca sana…

Bir aşk vesikası işte! Vedasız ayrılanlardanız, hani gidenin arkasından ağlanmaz ya sevdam bu bir gidiş miydi kendini terk ediş miydi çözemedim. Göz yaşlarım bir teslimiyetin aynası sanırım, varsın duygusal teslimiyetim sen ol yeter ki sen ol sevdam. Şimdi yoksun yanımda, varlığını iliklerime kadar işlediğim onca günün hesaplaşmalarıylayım. Cevap veremiyorum beni yokluğa iten bu ayrılığa dair yüreğime. Yapma sevdam, yapma yüreğimin nuru geri dön, geri dön ki gözlerimin feri gelsin. Benimle konuşurken alnın, avuç içlerin pul pul terlerdi hatırlar mısın? Şimdi nerelerdesin? Uyandığım her günün sabahında seni bulduğum anları nasıl unuturum? Bu bir devriliş işte! Yanıp tutuştuğum her dakika gözümün önünden bir saniye bile silinmeyen suretini gel de sen sil!.

Aynaya her bakışında gözünün önündeki suretimle, sen hesaplaş çiçek yürek. Kocaman insanlarız halimize bak bir ayrılışın muhasebesinde bile tıkanıyoruz. Sen kendi dünyanda bense inimde, artık inime çekildim gel de kurtar beni, buralar çok soğuk çok ürkütücü, korkuyorum!

Çoğu zaman sevda adına tartışırdık, kim ne kadar seviyor diye daha dün gibi aklımda, 'çok kadar çok seviyorum seni' deyişlerimi. Ben seninle çocuk oldum yıllar önceme döndüm, yine ben seninle 40'lı yaşlardaki bir adam oldum, çok sonra gelecek yıllardaki gibi. Benim tarih çizelgem artık senden önce ve senden sonrayla çentikli. Boğazımda bir şeyler düğüm düğüm, söylemek isteyip söyleyemediklerim, söyleyip de anlatamadıklarımla dolu. Gece darmadağın ürperiyor yıldızlar, göz kırpışlarımla avutamıyorum ne geceyi ne de yıldızları. Geri dön, geri dön gözümün nuru, yüreğinin nuru. Ben bir kere gitmeyi aklımdan bile geçirmedim bini geçen 'GİT'! deyişlerine rağmen. Varsın yüreğimi de sevda mı da hafife al sevgilim ömrümün son gününe kadar adın kalbimde saklı.

Bekleyeceğim Samyeli…

Adsız dedi ki...

Hiçbir yolcu dönmemek için çıkmıyor aslında yola. Her defasında aynı kapıya uzanacak sanıyor eli.
Ve her son, mutlu son olmuyor.
Ama her bitiş, gerçekten son mu oluyor, onu da bilmiyor insan.

sevdama mahkumum dedi ki...

zaman gelir de sende her şeyi unutursun
bir ben kalırım hatıranda
birde yarım kalan sevdam
aklına geldikçe kanar yüreğin
o zaman anlarsın
gülmek neden haram
zaman gelince anlarsın beni
ama ben benden geçerim
o vakte kadar sevgilim
sana gitme demedim
dön dememi de bekleme
ama bil ki deli yüreğim
hep seni sevmekte
zaman gelince sende her şeyi unutursun sevgilim
bir ben kalırım hatıran da
bir de yarım kalan sevdam
şarkılar tutarsın ikimiz adına
ama ben olamam o şarkılar çalarken yanında
gün gelir birde yalnız kalırsın elbet
kanar yaran dinmek bilmez göz yaşların
o vakit anlarsın beni ama ben benden geçerim sevgilim

sevdama mahkumum dedi ki...

gittiğin günden beri
güneş doğmadı bu şehre
gittiğin günün sancısı hala yüreğimde
senden geriye kalan kırık bir kalp
deli bir rüzgar
solmuş fotoğraflar ve eskimiş hatıralar
bir parçada mavilik alıkoydum
bilirsin mavi umudumuzdur bizim
senden de geriye kalan bir mendil mavilik işte
yırtıp attım tüm mektupları
kırdım aynadaki hayalini
ardına kadar açtım camı çerçeveyi
deli rüzgar alıp götürsün her şeyi
yalnız umudum kalsın bende
o da belki bir gün dönersin diye

sevdama mahkumum dedi ki...

Sen yoksun.........
Boşuna yağıyor yağmur...
Birlikte ıslanmayacağız ki.....
Boşuna bu nehir......
Çırpınıp pırpırlanması.....
Kıyısında oturup göremeyeceğiz ki...
Uzar uzar gider..
Boşuna yorulur yollar..
Birlikte yürüyemiyeceğiz ki..
Özlemlerde ayrılıklar da boşuna
Öyle uzaklardayız..
Birlikte ağlayamayacağız ki
Seviyorum seni boşuna..
Boşuna yaşıyorum
Yaşamı bölüşemiyeceğiz ki ...

Adsız dedi ki...

Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya canım ellerini tutmak isterse...

Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer!!

Adsız dedi ki...

Artık ne pencerem var seni koyacak
Ne masam,
Sevgilim de yok bu şehirde
Çiçek seni alıp ne yapsam

Adsız dedi ki...

Sen gittin.. Bir zifiri karanlık, bir zından yalnızlığı, ağır bir boşluk bıraktın geride. Gittin ve dönmeyeceksin bir daha. Haklısın gidişinde, bu aşkı bitirmekte haklısın. Tek söz söyleyemedim. Yüzüne bakamadım. Karşında ağlamadım. Eridim, tükendim, bittim. Sonsuzlukta bir insan nasıl olur.. sesi soluğu nasıl duyulur? Elveda aşkım.. Elveda sevgilim. Sen kendini hiç böyle gereksiz, böyle değersiz, böyle yapayalnız hissettin mi? Ayrılık ölüm kadar acı ve soğuk.Aynalara bakıyorum. Aynada gördüğüm ben değilim. Gözlerim cehennem ateşi.. dudaklarım mühürlenmiş. Ellerim titriyor. Yüreğim kızgın demirlerle dağlandı. Yokluğunun bedeli çok ağır sevgilim. Sevinçlerim, hayallerim, umutlarım, renkli dünyam elveda.. Elveda yaşamak.. Yaşamın anlamı elveda. Kimse farkında değil yokluğunun. Sensiz ne hallerde olduğumu kimse bilmiyor. Anlamıyor yitip giden bir aşkın kederini. Düne kadar en yücesini yaşadım mutluluğun, ayaklarımın altından kayıp gidiyordu toprak, denizlerin ovaların üstünde uçuyordum. Güneş kadar yakındı bana aşk. Güneş kadar sıcak ve parlak. Bıraktın birdenbire, kanatlarım kesildi. Hızla çakıldım yere, boşluğun içindeyim, şimdi hiçbir şeyim.Oysa dünyanın en zenginiydim. Bütün çiçekler bizim için açardı, bizim için ballanırdı meyveler, ekinler bizim için bereketli, sular bizim için çağlardı. Şimdi toz duman içinde kızgın bir çöldeyim. Yönümü yolumu şaşırdım. Sam rüzgarlarına bıraktım gövdemi, sürüklenmekteyim. Sen bensiz nasılsın, bilmiyorum. Rahat mısın, mutlu musun, bu kadar çabuk beni unutur musun?.. Nasıl birden mazi olursun? Düne kadar gözlerinden aşkı içtiğim, dudaklarında yüreğimi erittiğim ey sevgili nerdesin? Ben burada, terk edip gittiğin yerdeyim. Elveda aşkım.. Elveda birtanem.. Elveda sevgilim! Elveda sana..

Adsız dedi ki...

Seninle yaşanılan ilkler güzeldi,bazen acıtsa da seni özlemek güzeldi,bazen ağlatsa da kavgalarımız güzeldi,hep ihtiyac duydugumuzda birbirimizin yanında olamasak da beklemek güzeldi,gerçekleşmeyecegini bile bile kendi dünyamızda sıradışı hayaller kurmak güzeldi,en güzeli de uzun bir zamanı kısa kısa yaşamaktı.VE seni tanımak da güzeldi.....

Adsız dedi ki...

Sensizim.. Üşüyorum!

Bu dinlediğim son şarkı bizim üstümüze söylenmiş. Kilit vurdum kalbime,
umutlarıma. Ne bundan böyle sevdaya dair bir şeyler beklenebilir yüreğimden ne
de nefret edebilirim birinden. Ben hamal değilim ki; hep kahrını taşıyım ömrün;
Alın artık üzerimden hayata dair ne varsa. Alın sevdaya dair acıları, paylaşın
aranızda...

Sen sanıyorsun ki, kolay geliyor gidişin bana.. Arkanı döndüğün ilk andan
gözlerim gülecek mi yeniden sanıyorsun? Söylesene! Sen ne sanıyorsun aşkı,
sevgiyi, söylesene! Kolay olan, kaçmaksa, yalansa, vazgeçişse; ben zor olanı
seçiyorum ve Seni Hala Seviyorum.

Sen öyle san, farzet ki her şey çok kolay... Gittiğini sandığın sen, giderken
bende kalanlarını, yani seni, yani aşkı, yani bizi alamayacaksın benden.... Geri
vermeyeceğim onları, benim onlar, bana ait.

Biliyor musun, acı olan asla gidişin değil.. Belki bir gün sevmeyi öğrendiğin de
yanında ben olmayacağım.. Bir sabah gözlerini yeni doğan güne açtığında başkası
olacak yatağında.. Benim içinse sadece "sen" var olacak baktığım her yerde... Ve
işte ilk defa o gün sebepsiz ağlayacağım, o gün yağan yağmur gizlemeyecek
gözyaşlarımı. Kim bilir belki de aynadaki hayalin ilk kez asacak suratını bana
ve o sabah sensiz ve üşümüş uyanacağım!

Her şeyin bir bedeli var biliyorum ve bende bu bedeli ödüyorum. Ödediğim bedel
sensizlik, yalnızlık, aşksızlık Oysa yüreğim her şeye rağmen mutlu olmanı
diliyor....

Seni bulduğum yerden başlıyorum yürümeye.. Seni düşünüyor ve gecenin ayazında
üşüyorum.. Veda bile etmeden gidişin geliyor aklıma, sadece susuyorum..

Adsız dedi ki...

Unutulmuyor, bitmiyor, geçip gitmiyor...

------------------------------------------------------

Her gece olduğundan daha muhtacım sana
Kırgınım aslında, kızgınım…
Hayır sana değil;
Seni kırıp üzen şu aptallığıma…
Ne olursa olsun
Zamanım da mekanım da değişmiyor
Hep her zaman aynı yere çıkıyor bütün yollar;
Sana!..

Kendim seçtim sevdayı tek başıma yaşamayı. Yalnızlığımın sorumluluğunu taşıyacak kadar da yürekli olduğumu düşünürdüm. Geceler sancı olur işlerdi içime ama yüreğimde yaşattığım sevdamı düşündükçe, içime yayılan sıcaklık alıp götürürdü tüm sancılarımı...

Ne kadar zamandır böyleyim, ne kadar zamandır en yakın dostum özlem, hatırlamıyorum. Sanki zaman durdu. Evet özlüyorum ve özlemeyi de seviyorum. Çünkü özlemin içinde aşkım, mutluluğum, umutlarım var. Seni neye benzetsem, hep bir yanın eksik kalıyor...

Gülemiyorum artık? Aslında önce seni ve senle birlikte herşeyimi kaybettim. Yanımda yoksun. Olsan sarılırdım sana sıkı sıkı. Bırakmazdım, sıkılır, bağırır çağırırdın ama ben biraz daha fazla sarılırdım sana. Biliyorum benden bağımsızdın, hiç sahip olamadım sana. Olmakta istemedim aslında, çünkü hep yanımda olacaktın... Ya da ben öyle sandım...

Dinlediğim her şarkıda, her yağmurda ıslanışımda, dalgaların kayalara çarpışında, her nisanda ve her eylülde, sen yeniden gidiyorsun benden. Ben bu ayrılışların acısını yaşarken, birgün gidebileceklerini düşünerek, kimsenin gelmesine izin vermiyorum…

Ortasından kopartıldığı için hiçbir zaman sonu gelmeyecek günlerimize dönüp, hala seni arıyorum... Çünkü hala seni .........

Adsız dedi ki...

şimdi saat sensizliğin ertesi
yıldız dolmuş gökyüzü ay-aydın
avutulmuş çocuklar çoktan sustu
bir ben kaldım tenhasında gecenin
avutulmamış bir ben...

şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim
ki bu yaşlar
utangaç boynunun kolyesi olsun
bu da benden sana
ayrılığın hediyesi olsun

şimdi saat yokluğunun belası
sensiz gelen sabaha günaydın!
işi-gücü olanlar çoktan gitti
bir ben kaldım voltasında sensizliğin
hiç uyumamış bir ben...

şimdi dişlerimi sıkıp
dudaklarıma kanamayı öğrettim
ki bu kızıl damlalar
körpe yanağında bir veda busesi olsun
bu da benden sana
heba edilmiş bir aşkın
son nefesi olsun...

gözyaşım utangaç boynunun inciden kolyesi olsun
her damla vefasız teninde bir veda busesi olsun
isterim sende ben gibi yan ömrüne hep ağla hep ağla
bu benden son dua
bu benden ayrılık hediyesi olsun